Dünya genelinde doğal güzellikleri ile hatırı sayılır bir üne sahip olan Türkiye, özellikle yaklaşık son 20 yıldır turistik gezi için ilk akla gelen yerlerden biridir. Peki, “yabancı ülkelerden ziyade ilk kendi ülkemi keşfetmek istiyorum” diyenlerdenseniz Türkiye’de gezinize nereden başlamalısınız?
Yabancı uyruklu vatandaşların kilometrelerce yol katettiği bu doğal güzellikler arasından gezi rotanızda mutlaka bulunması gereken ilk 7 yeri sizin için derledik.
Tarihi İstanbul Yarımadası
Yüzyıllardır pek çok medeniyetin merkez noktası olan İstanbul, bugün hala önemini ve cazibesini korumaya devam etmektedir. Bunun en açık kanıtı ise her yıl artış gösteren toplam turist sayısıdır. Gelen misafirler içindeki uyruk çeşitliliği de göz önünde bulundurulmalıdır, tabii.
İstanbul’a ayak basar basmaz ilk gitmeniz gereken yer, bizce, Ayasofya’dır. İstanbul’un fethine kadar Hagia Sophia (Kutsal Bilgelik) olarak bilinen bu önemli yapı, pek çok defa yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Günümüzdeki hali ise İmparator Justinianos tarafından dönemin iki önemli mimarı Tralles’li Anthemios ve Miletos’lu İsidoros’a 5 yıl 10 ay gibi bir sürede yaptırılmıştır. 916 yıl boyunca kilise olarak hizmet veren yapı, Fatih Sultan Mehmed'in 1453'te İstanbul'u fethetmesiyle camiye çevrilmiştir. Kültür beşiği olarak adlandırılan Ayasofya’nın eminiz ki size anlatacak pek çok hikayesi vardır. İstanbul’a giderseniz mutlaka uğramayın.
Diğer mutlaka gitmeniz gereken yerlerden biri olan Topkapı Sarayı, İstanbul’un fethi sonrası Fatih Sultan Mehmed’in isteği üzerine 1460 yılında yapımına başlanmış ve 1478 yılında tamamlanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu için çok büyük bir öneme sahip olan bu sarayda Fatih Sultan Medmed’den itibaren 31 tane önemli padişah yetişmiştir. 400 yıl boyunca imparatorluğun idare, eğitim ve sanat merkezi olan Topkapı Sarayı yapıları, koleksiyonları, mimarisi ve yaklaşık 300.000 arşiv belgesi ile dünyanın en büyük saray müzelerinden biridir.
Saraylar, camiler, hamamlar, müzeler, çarşılar gibi İstanbul tarihini çok yakından tanıklık edebileceğiniz pek çok nokta vardır. En az 10 değerli tarihi mekanı görmeden bu kültür şehrinden ayrılmayın.
Hierapolis Antik Kenti ve Pamukkale Travertenleri
Denizli ili sınırları içinde yer alan Pamukkale Travertenleri, 400 bin yıl önce bir dizi deprem ile Büyük Menderes Havzasında meydana gelmiştir. Pamukkale, kar beyazı travertenleri, termal suları, Kleopatra Havuzu, Hierapolis Antik Kenti ve amfi tiyatrosu ile her yıl dünyanın dört bir yanından gelen misafirlerini ağırlamaktadır. UNESCO Dünya Kültürel ve Doğal Miras Listesine girmiş 29 yerden biri olan Pamukkale Travertenlerinin muhteşem kaplıca hizmetlerini mutlaka denemelisiniz.
Diğer bir muhteşem yapı olan, Denizli’nin 17 km kuzeyinde yer alan Hierapolis Antik Kenti’nin tiyatro, büyük hamam, agora, katedral gibi pek çok bölümü günümüze kadar ulaşmıştır. Frigya kenntine ait olduğu ileri sürülen antik şehrin Bergama’nın kurucusu olan Telephos’un karısı Amazonlar Kraliçesi Hiera’dan dolayı, Hierapolis adını aldığı söylenmektedir. Roma İmparatoru Neron döneminde yaşanan depremde büyük zarar gören ve daha sonra tamamıyla yenilenen şehir, tüm Helenistik döneme özgü olan niteliklerini kaybetmiş, tipik bir Roma şehri görüntüsüne bürünmüştür. Günümüze ulaşan pek çok yapısıyla ziyaretçilerini beklemektedir.
Kapadokya
Kahverenginin binbir tonu ile tanışacağınız Kapadokya, 60 milyon yıl önce Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin rüzgar ve yağmurun aşındırması ile oluştuğu düşünülen peri bacaları ve geleneksel kayalara oyulmuş evleri ile ünlüdür. Paleolitik döneme kadar uzanan, Hititler ve Roma İmparatorluğu gibi pek çok önemli uygarlığa ev sahipliği yapmış olan bu bölgede; pek çok önemli kilise, manastır ve oyma evler bulunmaktadır.
Özellikle Hristiyanlık için kutsal bir değeri olan Kapadokya’da 400’ü aşkın kilise bulunmaktadır. Günümüze kadar ulaşmış olan Karanlık Kilise, Elmalı Kilise, Kırkdamaltı Kilisesi, Yılanlı Kilise, Ağaçaltı Kilisesi gibi pek çok değerli tarihi noktayı gezmeden ve balon turu yapmadan bu güzel yerden ayrılmamanızı öneririz.
Efes Antik Kenti ve Bülbül Dağı’nda Yer Alan Meryem Ana Evi
Geçmiş zamanların en önemli liman kentlerinden biri olan Efes’in M.Ö. 6000 yılında kurulduğu düşünülüyor. Roma Döneminin en önemli eyaletlerinden biri olan Asia’nın başkenti Efes, Artemis’e adanmış en büyük tapınağa da ev sahipliği yapmaktadır. Tapınak, dünyanın yedi harikasından biri olarak kayda geçmiştir. 8-9 kilometrelik bir alana yayılmış olan antik şehirde günümüze kadar ulaşmış pek çok eseri ziyaret edebilirsiniz.
Antik kentin en ünlü eserlerinde bazıları şunlardır: Artemis Tapınağı, Celsius Kütüphanesi, Meryem Ana Evi, Yedi Uyurlar (Ashâb-ı Kehf), Hadrian Tapınağı, Meryem Kilisesi, St. Jean Bazilikası, Bazilika, Prytaneion (Belediye Sarayı), Mermer Cadde, Doğu Gymnasiumu, Traianus Çeşmesi, Heroon, Yamaç Evler, Büyük Tiyatro, Saray Yapısı, Stadyum ve Gymnasium, Tiyatro Gymnasiumu.
Bülbül Dağı ise Efes Antik Kenti’nin 9 km güneyinde yer almaktadır. En önemli eserlerden biri olan Meryem Ana Evi bu dağda bulunup 1950’lerde ulaşıma uygun hale getirilmiştir. Bu ev, Havari Aziz Yuhanna’nın, İsa’nın Annesi Meryem ile birlikte geldiği yer olması ile Hristiyanlar için çok büyük öneme sahiptir.
Türkiye'nin Tatil Başkenti Antalya!
Antalya, Türkiye’nin tatil başkenti olarak kabul edilir. Deniz, kum ve güneş üçlüsünün merkez noktası olan Antalya’nın, Beldibi ve Karain mağaralarında yapılan araştırmalar sonucunda tarihinin Paleolitik ve Mazelitik döneme kadar uzandığı saptanmıştır. Köklü bir tarihe sahip olduğu için Antalya’nın Türkiye’nin en çok antik kent bulunduran şehri olması oldukça normaldir.
Gezmeye doyamayacağınız bu şehirde her yaş ve bütçeye uygun konaklama seçenekleri mevcuttur. Genel olarak gelişmiş bir hizmet sektörüne sahip olan Antalya’ya her yıl binlerce turist gelmektedir. Gelen misafirlerin çoğunluğu aynı anda hem yaşyabilecekleri hem de tatil yapabilecekleri bir şehir olduğu için Antalya’yı bir yatırım olarak görmektedir. Son verilere göre yabancıların en çok konut aldığı ilk 5 şehir içinde Antalya yer almaktadır. En az 5 antik kent görmeden ayrılmamanız gereken şehirde şu noktalara da mutlaka uğrayın: Hadrian Kapısı, Köprülü Kanyon Milli Parkı, Olimpos, Düden Şelalesi.