İstanbul'un tarihi sokaklarında yürümek, geleneksel yerel lezzetleri denemek ve otantik atmosferini keşfetmek İstanbul'da yapılacak en güzel şeylerden yalnızca birkaçıdır.
İnsanlar genellikle tüm zamanların en büyük medeniyetlerinden miras kalan kalıntıları keşfetmek için İstanbul'a gelir: Bizanslılar ve Osmanlılar. Marmara bölgesinin bu görkemli şehri, çağlar boyunca iş, ticaret ve ekonominin merkezi olmuştur. Ancak turistler için İstanbul daha çok tarihi yönü ile öne çıkmaktadır.
İstanbul'da yüzlerce tarihi kalıntı ve anıt olduğu bilinen bir gerçek. Ayasofya, Galata Kulesi ve Topkapı Sarayı bunların arasında en ünlüleri olarak sıralanabilir. Ancak, bu sadece buzdağının görünen kısmı. İstanbul'un her kesimden herkese sunacağı çok şey var.
İstanbul Gezi Rehberi: Neden İstanbul?
İstanbul'a gelen yabancı ziyaretçi sayısı 2022'nin ilk çeyreğinde 3 milyona ulaştı. Bu gezginlerin büyük bir kısmı birkaç ziyaretten sonra İstanbul'da yaşamayı tercih ediyor çünkü şehir tarihi ambiyansı ve kapsamlı olanakları ile kapısını çalan herkesi büyülüyor.
İnsanlar genellikle 3 nedenden dolayı İstanbul'a seyahat ediyor: Kültür, iş ve sağlık. İyi korunmuş tarihi eserler sayesinde kültür turizmi, İstanbul'un GSYİH'sının büyük bir kısmını kapsamaktadır.
Buna ek olarak, şehir son birkaç yılda sağlık turizmi ile daha ünlü hale geldi. Bunun ana nedenleri, praktisyenlerin uzun yıllar boyunca kazandığı deneyimleri ve eğitim geçmişi. Bununla birlikte uygun seyahat maliyetleri ve düşük işletme giderleri de öncelikli sebeplerden. Bir taşla iki kuş; siz de İstanbul'da sınırlı bir bütçeyle eşsiz deneyimlerin tadını çıkarabilirsiniz.
Yabancılar, İstanbul'a bir gezi planlamaya gelince sıklıkla kararsızlık yaşayabilirler. Bu şehirde her zaman keşfedecek, deneyimleyecek ve fethedecek daha fazla şey vardır. Ancak, iyi planlanmış bir yön haritasıyla şehrin tarihi, kültürü, yaşam tarzı ve mutfağının tüm özünü bir arada yakalamak mümkün! Gelin İstanbul'da yapılacak en iyi şeyleri inceleyelim.
İstanbul'da nereleri gezmelisiniz?
İstanbul, şehir hakkında hiçbir bilgisi olmayan herkesin takdir edebileceği çok boyutlu bir atmosfere sahiptir. İstanbul'da görülecek yerlerin bir listesini yapmak ve ne göreceğinize karar vermek önemli bir adım ve zor bir iştir.
İstanbul gezileriniz için mevsim şartları gibi dikkat etmeniz gereken bazı şeyler var. Örneğin, bazı aktiviteler en iyi yaz mevsiminde veya ilkbaharda yapılmalıdır. Kimi yerleri ise kış aylarında ziyaret ederseniz daha çok keyif alırsınız. Farklı mevsimlerde size farklı duygular yaşatan, ancak hem yaz hem de kış aylarında yaşamak için en iyi olan mevsimsiz aktiviteler de vardır.
İpucu: Şehir, tarihi yapılarını dikkatli bir şekilde korumak için her zaman çok çalışıyor. İstanbul'da sürekli sayısız restorasyon çalışması yapılıyor. Listenizdeki tarihi eserlerin restorasyonda olup olmadığına bakmanızı ve planınızı doğru bilgilerle yapmanızı öneririz.
Boğaz Turu
Boğaz, İstanbul'un en çekici yönüdür. Boğaz'da tekne turu, her turistin tatması gereken eşsiz bir deneyimdir. Tur sırasında İstanbul'un denize sıfır tarihi konaklarını yakından gözlemleme imkanınız olacaktır.
Gün batımında Galata Kulesi ve Topkapı Sarayı'nın silüeti ile tarihi yarımadanın pitoresk manzaraları sizi büyüleyecek. Arka planda tekneye vuran dalgaların huzur veren sesiyle bu tarihi şehrin büyüleyici manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
Gece yarısı özel tekne turu etkinliklerini denemenizi öneririz. Dört bir yanınızı saran sokak ışıklarıyla şehrin silüeti eşliğinde Boğaz'da ay ışığı altında yelken açabilirsiniz.
Geleneksel Balık-Ekmek İçin Küçük Bir Ziyaret: Eminönü
Marmara ve Karadeniz'e kıyısı olan çok kıtalı bir şehir olan deniz kültürü, şehrin kuruluşundan itibaren İstanbullular için derin anlamlar taşımıştır. Coğrafi avantaj sayesinde deniz kültürünü ister istemez tüm halkı ve yaşam tarzını derinden etkilemiştir
Ve bugün İstanbul'un en ünlü yemeği “Balık Ekmek” adı verilen geleneksel sokak lezzetidir. Norveç uskumrusunun yanında soğan, marul ve domates gibi isteğe bağlı garnitürler içeren balık ekmeği Haliç ve Galata Kulesi'nin muhteşem manzarasının tadını çıkarırken yemenizi şiddetle öneriyoruz.
Tarihi Yarımada'ya Küçük Bir Gezi: Hipodrom, Ayasofya ve Sultanahmet Camii
Tarihi yarımada, yerel halk tarafından daha çok “Suriçi” olarak biliniyor. Bu bölge, “Byzantion” olarak anılan ilk şehrin en eski yerleşimidir. Efsaneye göre Byzas, tarihi yarımadanın bu toprakları üzerinde M.Ö. 657 yılında kenti kurmuştur.
Byzantion'un kuruluşunun ana nedeni bir Byzas'a sunulan bir kehanetti. Bir kahinin, körlerin medeniyetinin karşısındaki toprakların Megaralıların hükümdarı Byzas tarafından fethedilmesi gerektiğini söylediğine inanılır. “Körlerin medeniyeti” ifadesi önceleri Khalkedon olarak anılan, günümüzde Asya kıtasında Kadıköy merkezli bir yerleşim yeridir. Yedi tepeli Byzantion, bir bakıma antik çağların vaat edilmiş topraklarıdır.
Hipodrom, Ayasofya ve Sultanahmet Camii, İstanbul'da görülmesi gerekenler listenizlerin olmazsa olmazıdır. Bugün bölge Sultanahmet Meydanı olarak da biliniyor ve günümüze çok az kalıntısı ulaşan hipodrom, günümüzde mevcut olmayan Roma sarayına bitişik olarak inşa edilmiş.
Ancak, yarış pistini sınırlayan anıtlar günümüzde hâlâ meydanda görülebiliyor. Mısır'dan getirilen dikilitaş, Theodosius'a adanan diğer dikilitaş ve yılanlı sütun günümüzde halen meydanda sergilenmektedir. Anıtların çoğu, 1204'te Konstantinopolis'e yapılan Latin İstilası sırasında yok edilmeseydi görebilecek çok daha fazla şey olacaktı.
Kutsal bilgeliğin görkemli kilisesini tanımlamak için kelimeler kifayetsiz kalıyor. Ayasofya, 537 yılında imparator Iustinianus tarafından kutsal bilgeliğe adanmış bir kilise olarak yaptırılmıştır. Yapının büyüklüğünü rakamlarla anlatmamız gerekirse iç mekandaki 107 sütun ile başlayabiliriz. En uzun sütun yaklaşık 20 metre boyunda; ortalama ağırlığı ise 70 tondur.
Taş sütunlar dünyanın dört bir yanından özenle getirilmiştir. Bunların bir kısmı Mısır'daki Heliopolis'ten, bir kısmı Efes'teki Artemis Tapınağı'ndan, bir kısmı da Suriye'deki Baalbek'ten getirilmiş.
Zaman zaman kilise yağmalandı, yakıldı ve tahrip edildi, ancak yine de sayısız doğal afet ve saldırıdan sağ çıkmayı başardı. Ayasofya yaklaşık 1500 yıldır hala aynı yerinde duruyor. Bu muhteşem yapı mutlaka ziyaret edilmesi gerekenler listenizde olmalı!
Ayasofya'nın hemen karşısında, 17. yüzyılda Sultan I. Ahmet adına yaptırılan Sultanahmet Camii ile gözlerimiz buluşuyor. Bu ihtişamlı cami, bulunduğu çevredeki tüm varlığa hakim ve aynı zamanda görkemli Ayasofya kilisesine de meydan okuyor.
İç mekan, yapıya halk dilindeki Mavi Camii adını veren yüzlerce sırlı çini ile doldurulur. Masif kubbeye kadar tüm iç mekana yerleştirilen seramikler, detaylı çalışmalarıyla ziyaret eden herkesi kendine hayran bırakıyor. Büyüleyici Osmanlı mimarisinin harika bir temsilcisi olan Sultanahmet Camii'ni ziyaret etmeyi unutmayın.
İpucu: Zamanda geriye gitmek istiyorsanız Hipodrom, Ayasofya ve Sultanahmet Camii'nin (Sultanahmet Camii) siyah beyaz fotoğraflarına bakın. Bu tarihi yapıların eski versiyonlarını görmek için Nicholas V. Artamonoff Koleksiyonu'nu inceleyebilirsiniz.
En Görkemli Osmanlı Saraylarını Ziyaret Edin
Osmanlı İmparatorluğu'nun birçok hükümdarı zaman içinde ayrı saraylar inşa etmiştir. Ancak en ünlü Osmanlı sarayları şüphesiz Topkapı ve Dolmabahçe Sarayı'dır.
Topkapı Sarayı, yaklaşık 400 yıl kadar uzun bir süre Osmanlı padişahlarının evi ve yurdu olmuştur. Şehrin fethinden hemen sonra inşa edilmiş ve Dolmabahçe Sarayı'nın yapımına kadar düzenli olarak kullanılmıştır. Bugün, Osmanlı İmparatorluğu'nun büyük sarayı 80.000 m² arazi üzerine oturmaktadır.
Topkapı Sarayı, tarihi yarımadanın denize nâzır kısmında yüksek bir tepe üzerinde yer almaktadır. Böylece vapur gezilerinizde sarayın ihtişamlı silüetini görmeniz mümkündür. Saray günümüzde artık bir müze olarak kullanılmaktadır, Osmanlı hükümdarlarının kişisel eşyaları ve haremlerine ait eserler sergileniyor. Sadece saray için üretilmiş madeni eserler, ahşap eşyalar, parşömenler ve el yazmaları da müzede sergilenen eserler arasında bulunmaktadır.
Adalara veya Anadolu yakasına bir vapur yolculuğuna çıkarsanız, İstanbul Boğazı'nda 250.000 arazi üzerine kurulu Dolmabahçe Sarayı'nın büyüleyici silüetini gözlemleyebilir ve görebilirsiniz.
Dolmabahçe Sarayı'nın inşaatı 1856 yılında tamamlanmıştır. Eklektik tasarımı neoklasik, barok ve rokoko üsluplarının temel detaylarının bir arada uyumunu temsil etmektedir. Dolmabahçe Sarayı'nı gezerken büyüleyici Boğaz manzarası ile kontrast yaratan büyüleyici ambiyansa şahit olacaksınız.
Sarayın uzun koridorlarla birbirine bağlı çok sayıda bölümü vardır. İyi korunmuş iç mekan kristaller, altınlar, yetenekli zanaatkarın ürettiği dekoratif mobilyalar gibi değerli taşınabilir tarihi eserler ile doludur. Bir noktada, nereye bakacağınız konusunda kafanız bile karışabilir.
İpucu: Oldukça büyük bir saray olduğu için 4-5 saatinizi orada geçirmeye hazırlıklı olmanızı öneririz. Ayrıca harem binasının hemen yanında bulunan Resim Müzesi'ni de ziyaret etmeyi unutmayın. Osmanlı hükümdarlarının portrelerini, Aivazovsky, Salvatore Valeri ve Osman Hamdi Bey'in nefes kesici eserlerini görebilirsiniz.
Kapalıçarşı'yı Keşfedin
Kapalıçarşı, nihai bir Osmanlı deneyimi için İstanbul'da görülmesi gereken başlıca yerlerden biridir. Dünyanın en büyük çarşılarından Kapalıçarşı, alışveriş merkezi konseptinin en erken örneklerinden sayılabilir.
Kapalıçarşı, Konstantinopolis'in fethinden hemen sonra kurulmuş ilk ticaret merkezi olmakla birlikte o zamandan beri hala aktif olarak işlemektedir. 61 sokak ve 4000 dükkanda sayısız şifalı bitkiler, dünyanın dört bir yanından getirilen baharatlar, altından pırlantaya kadar el yapımı takılar ve yüksek kaliteli tekstil ürünleri gibi çok çeşitli ürün seçenekleri için ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir.
Alışveriş bağımlısıysanız, otantik bir alışveriş deneyimi için Kapalıçarşı'yı ziyaret edin.
Beyoğlu ve Galata Sokaklarında Keyifli Yürüyüşler Yapın
Dolce far Niente için Beyoğlu ve Galata'ya yapılacak bir gezi, rastgele keşiflerle dolu bir gün için mükemmel bir seçenek olacaktır. Beyoğlu, Osmanlı döneminde Pera olarak da anılıyordu. Pera ve Galata bölgeleri, 19. ve 20. yüzyıllarda Avrupalı tüccarların başlıca ikamet ve ticaret merkezleriydi. Günümüzde bölge daha çok eğlence aktiviteleri, eklektik yapılar arasında keyifli bir yürüyüş, kapsamlı müzeler ve sanat galerileri için sıklıkla ziyaret edilmektedir.
İstiklal Caddesi, Beyoğlu'nun ana cazibe noktası ve en işlek caddesidir. Cadde, 19. yüzyıllara tarihlenen Avrupa tarzı tarihi binalarla çevrilidir. Taksim Meydanı'ndan aşağı indikten sonra caddenin sonu Galata Kulesi'ne ve Galata'nın dar sokaklarına bağlanıyor.
Bugün Salt Galata adıyla anılan araştırma ve kültür merkezi olarak işlev gören eski Osmanlı Bankası'nı ve Bankalar Caddesi'ne çıkan Kamondo merdivenlerini ziyaret etmenizi öneririz. Salt Galata'nın kütüphanesinin tam merkezinde eski bir para kasası bulabilirsiniz. Para kasası ziyarete açıktır, böylece Osmanlı bankacılık sistemine kendi gözlerinizle şahit olabilirsiniz!
İpucu: Galata'nın yokuşlarından yukarı tırmanacak enerjiniz yoksa füniküler ile 2,5 dakikalık bir yolculuk yapın. Kısa süre sonra tekrar İstiklal Caddesi'nde olacaksınız!
Kız Kulesi'ni Yakından Görmek İçin Üsküdar Sahili'ne Gidin
Bu kez de İstanbul'un Anadolu Yakası'na seyahat edelim. Üsküdar, şehrin ünlü bir tarihi yerleşimidir ve İstanbul'un Asya Yakası'nda ziyaret edilecek en iyi yerler arasındadır. Üsküdar sahili gezi için en ideal yerler arasındadır. Boğazın ortasındaki ünlü Kız Kulesi'ni görmek için en iyi yer Üsküdar sahilidir.
Arka planda tarihi yarımadanın silüeti ve martıların cıvıltıları eşliğinde Kız Kulesi'nin güzel manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz.
Kadıköy ve Moda'nın Konsept Mekanlarını Keşfedin
Kadıköy tarihi Bizans dönemine dayanan köklü bir yerleşim yeridir ve şehrin Anadolu Yakası'nın en hareketli yerlerinden biridir. Sonsuz sayıda aktivite seçeneği, eğlence ve alışveriş merkezleri, etkinlikler ve konsept mekanları Kadıköy'ü bir fırsatlar cenneti haline getiriyor.
Özellikle Ermeni bir mimar tarafından tarihi Süreyya Opera Binası mutlaka görülmeli! Kadıköy, entelektüel bireyler ile iletişim kurabileceğiniz, sanat ve kültürle iç içe olabileceğiniz bir yer.
Kadıköy semti kültürel yönünün yanı sıra alışveriş tutkunları için de mükemmel bir yer! Anadolu Yakası'nın en ünlü alışveriş bölgesi Kadıköy'deki Bağdat Caddesi'dir.
Bağdat Caddesi'ne İstanbul'un Champs-Élysées'i demek yanlış olmaz. Ünlü tasarım markalarına ve lükse düşkünseniz, burası sizin için mükemmel bir yer. Şehirden ayrılmadan önce kendinizi şımartmak için Bağdat Caddesi'ne bir uğrayın!
Adalara Tekne Turu Yapın
İstanbul'daki kulelerin üst katlarından Prens Adalar'ının silüetini izlemek mümkün. Ancak adaların pitoresk manzaraları, büyüleyici ortamlarını tanımlamak için yeterli manzaraları yeterli olmayacaktır. Farklı büyüklüklerde 9 ada vardır fakat en ünlüleri Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada'dır.
Bu adalar, şehrin kendisine kıyasla oldukça huzurlu ve keyifli bir sahil kasabası atmosferine sahiptir. Adalarda kaotik şehir hayatının bir izini dahi bulmak neredeyse imkansız. Adalar özellikle yaz aylarında şehrin gürültüsünden ve karmaşasından hızlı bir kaçamak için öne çıkan tatil noktaları haline geliyor.
Deniz kenarında butik bir yerel restoranda oturabilir, sahilde sıcak iklimin tadını çıkarabilir, adalarda temiz havanın keyfine varabilirsiniz. Bir gün batımı yürüyüşü yapmak ya da dar sokaklarda ve sahil şeridinde bisiklete binmek Adalar'da yapmanız gereken başlıca aktivitelerden birkaçıdır.
Doğanın Kalbine Küçük Bir Kaçış: Şile
Bu sakinleştirici yerleşim, gölün yanında yer alan bir Avrupa kasabasını andırıyor. Bölgenin en büyük özelliği iyi korunmuş doğasıdır. İstanbul Anadolu Yakası'nın kuzeydoğu kesiminde yöre halkının tercih ettiği bir tatil yeridir.
Şile'nin harika iklimi ve coğrafi harikaları, ilçeyi otantik bir tatil beldesi yapmaktadır. Şile, hafta sonları sevdiklerinizle unutulmaz anlar geçirmek için şehir içinde bir cennettir.
İpucu: Şile'nin kuzeydoğu kesiminde “Ağva” adıyla anılan bir tatil merkezi yer almaktadır. Ağva, romantik bir kaçamak için tercih edebileceğiniz sakin tatil beldelerinden biridir.
Şehir Hayatına Küçük Bir Mola Verin ve Atatürk Arboretumu'nu Ziyaret Edin
Eğer bir doğa tutkunuysanız, burası sizin için en ideal ziyaret noktası olabilir. Atatürk Arboretumu, 296 hektarlık bir arsa üzerinde sayısız ağaç, yeşillik ve botanik bahçeleriyle donatılmış, şehrin gürültüsünden uzak güzelliklerle dolu saklı bir cennettir.
Kırmızıdan yeşile, mordan sarıya renk çarkındaki tüm canlı tonları burada gözlemleyebilirsiniz. Arboretum, huzurlu atmosferinin dışında bir kartpostaldan fırlamış farklı bir boyut gibi ziyaretçileri büyüleyen bir ambiyansa sahip. Pitoresk manzaralar ve sakinleştirici ortam, iç huzurunuzu bulma konusunda size ilham verecektir.
İstanbul'da Nerede Ne Yenir, Ne İçilir?
İstanbul'un en meşhur yerel lezzetleri Eminönü'nde balık-ekmek, Süleymaniye'de kuru fasulye ve Taksim'de ıslak burgerdir.
Tarihi bir yerleşim olan İstanbul'un gastronomi kültürü, kentin tarihine paralel olarak gelişim gösterir. Dolayısıyla İstanbul mutfağının Bizans ve Megaralılar'a dek çok eskilere dayandığını söylemek yanlış olmaz. Günümüzde de çok eski gelenekleri yaşatmaya devam ediyoruz ve bugün sürdürdüğümüz geleneksel uygulamaların büyük bir çoğunluğunun temelleri Osmanlı dönemine dek uzanmaktadır.
Vapurda Simit ve Çay
İstanbul'un en ikonik sokak yemeği simit ve çayıdır. Özellikle karşı tarafa veya adalara feribotla seyahat ediyorsanız, simit ve çay en iyi kombinasyonlardan biridir.
Tüm yolculuk boyunca martıların vapurları rahat bırakmayacağına tanık olacaksınız. Martıları simit parçalarıyla beslemek, yazılı olmayan bir gelenektir.
Süleymaniye'de Kuru Fasulye
En hafife alınan deneyim ise Süleymaniye Camii'nin hemen yanındaki tarihi restoranlarda kuru fasulye yemek. Bu geleneksel yemek için en uygun zamanın ne olduğunu merak ediyorsanız, kış aylarında denemenizi şiddetle öneriyoruz. Keyifli bir Süleymaniye Camii gezisinin ardından lezzetli pilavın üzerinde kuru fasulye yemek eşsiz bir deneyim!
Taksim'de Islak Hamburger
Şehir halkı bu lezzetli hamburgeri “Islak Hamburger” adıyla anmaktadır. Özel bir domates sosu ile kaplanmış ekmekleri ile küçük bir burger tarzında yapılır. Her şehirde ıslak hamburger yiyebileceğiniz yerler elbette vardır fakat anavatanı İstanbul'daki Taksim'dir. Bu enfes lezzeti denemeden Taksim'den ayrılmayın.
Sultanahmet Köftesi
Sultanahmet köftesi hem turistler hem de yerli halk arasında ünlü bir yemektir. Köftenin ünü tüm ülkeye ulaşmışsa da Sultanahmet Meydanı yakınlarındaki tarihi restoran, bunu ilk kez denemek için mükemmel bir yer olarak öne çıkıyor. Birden fazla köfte çeşitleri de var, pilavın üzerinde veya köfteli sandviç olarak yiyebilirsiniz, tercih size kalmış. Ama üstüne domates sosu, pide ve yoğurt ile tatlandırılmış “Pideli Köfte”yi denemenizi şiddetle öneririz.
Ortaköy'de Kumpir
Kumpir, İstanbul'un en ünlü yemekleri arasındadır. Özel patateslerden yapılır ve isteğinize göre içleri garnitürler ile doldurulur. En yaygın garnitürler arasında dilimlenmiş sosisler, zeytinler, Rus salatası, mısırlar, turşular yer alır ve bunların yanı sıra onlarca seçenek de bulunmaktadır. Şehirden ayrılmadan önce Ortaköy'de kumpiri mutlaka denemenizi öneririz!
Bonus: Sıcak Kestane ve Mısır
Bir bonus ekleyelim. Sıcak kestane ve mısır bir yemek değil, daha çok yolda hızlı bir atıştırmalık olarak ele alınabilir. Seyyar satıcıların hazırladığı sıcacık kestane ve mısırlar, özellikle kış mevsiminde en ideal atıştırmalıklardır.
Şehrin sıcak ambiyansı ile birlikte bu lezzetli atıştırmalıklarla soğuk havalarda içinizi ısıtacaksınız. Bu seyyar kestane arabalarını şehrin her yerinden bulabilirsiniz. Ama vapur iskeleleri ve tarihi yarımada civarında daha sık olarak görmeniz mümkün.
Bu güzel fırsatlar şehrinde birkaç günden fazla zaman geçirmek ister misiniz? Bugün bu rüya şehirde yeni evinizi satın almak için İstanbul'da satılık gayrimenkul seçeneklerine göz atın!