Türkiye’nin kültür başkenti İstanbul’un en ikonik simgelerinden biri olan Kız Kulesi, yaklaşık 2 yıl boyunca süren kapsamlı restorasyon projesinin ardından görkemli bir törenle ziyarete açıldı.
İstanbul Boğazı'nın kalbinde yer alan benzersiz konumuyla Kız Kulesi, şehrin en önemli kültürel miraslarından biri olarak İstanbul'un en çarpıcı manzaralarına tanıklık eder. Bugün, Boğaz silüetinin ayrılmaz bir parçası olan Kız Kulesi göz kamaştırıcı bir kültürel miras olarak kabul edilmektedir.
Kız Kulesi ya da diğer isimleriyle Damalis, Arcla, ve Leander Kulesi yüzyıllardır dilden dile dolaşan hikayeleriyle köklü bir tarihe sahiptir. Kız Kulesi’nin tarihi yaklaşık 2500 yıl öncesine dek uzanmaktadır.
Kız Kulesi’nin Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen restorasyon projesi 2021 yılında başladı. Bu restorasyon projesi, Türkiye'nin kültür başkentinin en görkemli kültürel mirasını korumak için gerekli önlemleri almaya odaklı kapsamlı bir plan çerçevesinde tamamlandı. 20 aylık sıkı bir çalışmanın ardından Kız Kulesi, ışık ve ses gösterilerinin yapıldığı muhteşem bir törenle açıldı.
Kız Kulesi'nin Tarihi
Kız Kulesi söz konusuysa, tarih ve efsanenin iç içe geçtiğini söylemek yanlış olmayacaktır. Bu görkemli kule 2500 yıllık bir geçmişe sahip olmakla birlikte çağlar boyunca pek çok farklı amaçla işlevlendirilmiştir. Kız Kulesi'nin çağlar boyunca dilden dile yayılan çeşitli hikâyeleri vardır fakat bu hikayelerden bazıları diğerlerinden daha yaygın olarak bilinir.
En ünlü hikaye, 18. yaş gününde bir yılan tarafından ısırılarak öleceğiyle lanetlenen bir prenses hakkındadır. Bu korkunç laneti önlemek için kral, kızını korumak amacıyla denizin ortasına bir kule inşa edilmesini emretmiştir. Kral kızının burada güvende olacağını düşünse de yılan, bir meyve sepetinin içine girerek kuleye ulaşmış ve kehanet gerçeğe dönüşmüştür.
Diğer meşhur anlatı ise Galata Kulesi’ni de içinde barındırıyor. İki kulenin hikayesi aynı zamanda şehrin ruhunu da romantize eden detaylar arasındadır. Efsaneye göre Galata Kulesi ve Kız Kulesi çağlar boyunca birbirlerine umutsuzca aşık olmuşlar, ancak bir türlü bir araya gelip birbirlerine olan sevdalarını dile getirememişlerdir.
Kulenin ilk inşa evresi Atinalı komutan Alkibiades tarafından yapıldığı bilinmektedir. Bu inşa ihtiyacının en temel amacı, İstanbul Boğazı’ndaki deniz ticaretini denetlemek ve ticari vergilendirmeyi yönetmektir.
Kulenin eski adı olan Damalis, Yunan hükümdarı Chares'in karısı için Kız Kulesi'nin bulunduğu arazide yaptırdığı anıt mezardan gelmektedir. 12. yüzyılda Bizans imparatoru Manuel Komnenos da Kız Kulesi ile Sarayburnu (Seraglio Point) arasında bir zincir oluşturmak suretiyle deniz ticaretini kontrol etme amacıyla tam bu noktada bir kule inşa ettirmiştir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Kız Kulesi’nin bulunduğu konuma görece küçük boyutlarda bir kale inşa ettirilmiştir ve bu kale ilk başlarda kutlamalar ve gösteriler için top atış noktası ve deniz feneri olarak işlevlendirilmiştir. 19. yüzyılda Osmanlı başkentini kasıp kavuran bir kolera salgını sırasında kule, karantina hastanesi olarak işlev görmüştür.
20. yüzyılda, yaklaşık 1983 yılına kadar Kız Kulesi deniz feneri olarak yeniden işlevlendirilmiştir. 1990'larda gerçekleştirilen bir restorasyon projesinin ardından kule, turistik amaçla özel bir kuruluşa kiralanmıştır.
2021 yılında, kuleyi orijinal şekline döndürmek ve yapıdaki hasarları gidermek için kapsamlı bir yenileme projesi başlatılmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen 20 aylık bir restorasyon çalışmasının ardından 2023 yılında Kız Kulesi ziyarete açılmıştır.
Kız Kulesi’nin 2 Yıllık Restorasyon Projesi Tamamlandı
Kız Kulesi'nin son restorasyon projesi alanında uzman profesyonellerle dolu bir ekip tarafından dikkatle planlanmıştır. Tüm proje evrensel koruma ilkeleri kapsamında yürütülmektedir.
2021 yılında ilk aşaması başlayan proje çoğunlukla kulenin ve iskelesinin önceki dönemlerden miras kalan hasarlarını gidermeye odaklanmıştır. Bu yenileme çalışmasının asıl amacı, kuleyi en son inşaat teknolojisi ile güçlendirmektir.
Yapılan lazer ve jeoradar taramalarından elde edilen veriler ve kapsamlı analizler sonrasında kulenin önceki halinin olası bir depreme karşı yeterli dayanıklılığa sahip olmadığı tespit edilmiştir. Yapıyı zayıflatan ana nedenler ise zaman içinde gelişen kimyasal kaynaklı hasarlar olarak nitelenmiştir.
Şimdi ise deprem önlemleri kapsamında tüm yapı çelik ve beton malzemelerle güçlendirilmiş, arkeolojik veriler ve çağdaş kaynaklar ışığında 19. yüzyılda özgün mimari tarzına yeniden kavuşmuştur.
Kız Kulesi'ni Nasıl Ziyaret Edebilirim?
Kız Kulesi her gün 09.00 - 20.00 saatleri arasında ziyarete açıktır ve giriş ücretlidir. Kız Kulesi giriş ücreti 400 TL, ulaşım ücreti ise 50 TL'dir. Ancak Müzekart sahipleri herhangi bir ücret ödemeden yapıyı ziyaret edebilir.
Kız Kulesi'ni İstanbul Boğazı'nda küçük gezinti teknelerini kullanarak ziyaret edebilirsiniz. Anadolu Yakası'ndan kalkan özel tekneler 09.00 - 19.00 saatleri arasında Üsküdar Salacak ile Kız Kulesi arasında hizmet veriyor.
Avrupa Yakası'ndan da Karaköy'deki Galataport'tan Kız Kulesi'ne tekne yolculuğu yapabilirsiniz. Galataport'tan Kız Kulesi'ne hareket eden tekneler 5 farklı zaman diliminde hizmet vermektedir.
Galataport’tan kalkan ilk tekne turu saat 11.00'de, son tekne ise saat 17.00'dedir. Galataport’un son kalkan 17.00 teknesinin Galataport'a geri dönmeyeceğini lütfen unutmayın.
İstanbul'u gerçek bir İstanbullu gibi keşfedin!
Bu göz kamaştırıcı kent simgesi, İstanbul Boğaz'ının kalbinde İstanbul'un büyülü siluetinin büyüsüne kapılmak için mutlaka uğramanız gereken ikonik yapılardan biridir. Türkiye'nin bu olağanüstü kültür başkenti kültür, tarih meraklılarına ve dijital göçebelere binlerce ayrıcalık sunuyor.
Şehrin en benzersiz deneyimlerini gerçek bir İstanbullu gibi keşfetmek için Şehir Rehberi blog sayfamızı ziyaret edin!